Sessizce ilerliyor! Kişiyi hareket edemez hale getiriyor

Osteoporotik omurga kırıkları hastayı kambur hale getirip, yürümesini zor ve ağrılı duruma getirmektedir.

Sessizce ilerliyor! Kişiyi hareket edemez hale getiriyor

Bu durum da hastaların hayat kalitesini ciddi şekilde düşürüp, sinsice ilerleyerek, onları hareket edemez, yürüyemez, gündelik işlerini göremez hale sokabilmektedir. Özellikle 50 yaş üstü hastalarda gözlemlenen osteoporotik yani kemik erimesi sebebiyle oluşan omurga kırıklarına mercek tutan Doç. Dr. Tuna Pehlivanoğlu, bu kırıklarının özelliklerine ve tedavisine ışık tuttu. Kemik erimesi yaş ilerledikçe kemiklerin zayıflaması ve kolayca kırılmasına neden olan ciddi bir hastalıktır. Osteoporoz sessiz hastalık olarak bilinir. Kemiklerin güçlü kalması için vücudumuz eski kemikleri parçalar ve yerine yeni kemik dokusu yapmaktadır. İnsan vücudu bütün kemikleri 6 yıl gibi bir sürede parçalayabilir ve yerine yenilerini üretebilmektedir.

sessizce-ilerliyor-kisiyi-hareket-edemez-hale-getiriyor.jpg

SİNSİCE İLERLEYEN OMURGA KIRIKLARINA SEBEP OLUYOR
Öncelikle Osteoporoz’un ne olduğu ile ilgili tanımlama yapan BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Tuna Pehlivanoğlu “Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz, kemiğin kalsiyum miktarının azalması sonucu, yapısal olarak zayıflamasına ve kırığa elverişli hale gelmesine sebep olan hastalıktır. Bu hastalık 50 yaş üzeri her 3 kadından birinde, her 5 erkekten de birinde görülmekte ve sıklıkla sessizce gelişen ve sinsice ilerleyen omurga kırıklarına sebebiyet vermektedir. Omurga kırığı olan hastaların ilerleyen dönemde kalça ve el bileği kırığı yaşama ihtimali de bir hayli yüksek olduğunu” kaydetti.

sessizce-ilerliyor-kisiyi-hareket-edemez-hale-getiriyor-001.jpg

HASTAYI KABUR HALE SOKUYOR
Osteoporotik omurga kırıklarının, daha çok sırt (torakal) ve bel (lomber) bölgede görüldüğünün altını çizen Pehlivanoğlu “Bu kırıklar çökme kırıkları olarak adlandırılmaktadır ve herhangi bir düşme-çarpma, bir travma olmadan ya da çok küçük şiddetli travmalar sonucu; ama genelde sessizce ortaya çıkabilmektedir. Bu kırıklar omurgada bir ya da daha fazla seviyede çökmeye sebebiyet vermekte ve bu çökmeler ilerleyerek, binanın kolonlarının yıkılması gibi, hastayı kambur hale sokup, yürümesini zor ve ağrılı duruma getirebilmektedirler. Bu durum da hastaların hayat kalitesini ciddi derecede düşürüp, sinsice ilerleyerek, onları hareket edemez, yürüyemez, gündelik işlerini göremez hale getirebilmektedir” ifadelerini kullandı. “Hastanın ortopedi uzmanınca muayene edilip, omurga kırığı ön tanısı konduktan sonra istenecek, röntgen, tomografi (BT) ve MR gibi görüntüleme yöntemleri ile tanının doğrulanması ile konur. Tedavisi ise kırığın şekline, omurgadaki tahribata ve hastanın özelliklerine göre değişir. Korse ile 6-8 hafta yatak istirahati tedavi seçeneklerinden ilkidir. Ancak hastaların yaşı ve ek hastalıkları da göz önüne alındığında, uzun süre yatmaya bağlı gelişebilecek pıhtı atması (emboli) ya da yatak yaraları gibi komplikasyonlar bu yöntemi geri plana itmiştir…

sessizce-ilerliyor-kisiyi-hareket-edemez-hale-getiriyor-002.jpg

Günümüzde perkütan vertebroplasti ve perkütan balon kifoplasti ameliyatları gibi kısa sürede uygulan, kapalı ameliyat yöntemleri kullanılarak, kırığa kemik çimentosu enjekte ve kırık bölge kapalı olarak yerleştirilen bir balon ile şişirilerek omurganın yükseklik kaybı giderilmektedir. Bu sayede hem kemik sağlamlaştırılmakta, hem çökme engellenmekte, hem de çöken omur olabildiğince eski yüksekliğine getirilerek, hastanın kamburluğu düzeltilmektedir. Hastaların ameliyat sonrası ağrıları tama yakın olarak geçmekte ve ameliyattan birkaç saat sonra ayağa kaldırılıp, yürütülmektedirler. Hastalar, genelde ertesi gün yürüyerek taburcu edilmektedir. Bu sayede hastalar, uzun dönem yatmaya bağlı gelişebilecek komplikasyonlardan da korunmuş olmaktadır” şeklinde ifadelerini kullandı.