Bu besinlere dikkat!
Türkiye'de her 17 çocuktan birinde besin alerjisinin görüldüğünü dile getiren Prof. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, “Son 20 yılda çocuklarda besin alerjisi arttı.
Alerji oranlarının artmasını sağlayan besinler inek sütü, yumurta, yer fıstığı, buğday, balık ve kabuklu deniz hayvanları alerjenleridir. Bu alerjiler, hafif deri döküntülerinden sindirim sorunlarına ve ciddi solunum zorluklarına kadar çeşitli reaksiyonlara neden olabilir” ifadelerini kullandı.
SON YİRMİ YILDA ARTIŞ GÖSTERDİ
Çocuk İmmünoloji ve Alerji Bölümü Uzmanı Prof. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, 12-18 Mayıs Besin Alerjisi Haftası kapsamında önemli uyarılar yaptı. Prof. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, besin alerjisinin özellikle çocukluk çağında dikkat edilmesi gereken bir konu olduğunu ifade ederek, “Çocuklarda besin alerjileri yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir ve bazen hayati tehlikelere yol açabilir. Hem ülkemizde hem de dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen bu ciddi sağlık sorununa dikkat çekmek için Besin Alerjisi Farkındalık Haftası büyük önem taşır. Anafilaksi gibi potansiyel olarak ölümcül reaksiyonları tetikleyebilen besin alerjileri kesinlikle hafife alınmamalıdır. Besin alerjisi, bağışıklık sisteminin zararsız bir yiyeceği tehlikeli olarak algılayıp bazen ölümcül reaksiyonlar gösterdiği bir durumdur” şeklinde konuştu.
“Besin alerjileri Amerika Birleşik Devletleri’nde yetişkinlerin yüzde 6.2’si ve çocukların yüzde 5.8’ini etkiler. Ülkemizde yapılan çalışmalarda her 17 çocuktan birinde besin alerjisi görüldüğü belirtildi. Alerji oranlarının artmasını sağlayan besinleri şu şekilde sıralayabiliriz; inek sütü, yumurta, yer fıstığı, soya, buğday, ağaç fıstıkları, balık ve kabuklu deniz hayvanları gibi alerjenler en sık rastlanan besin alerjilerindendir. Özellikle susam alerjisi, son yıllarda sık görülen ciddi alerjenler arasında yer alır. Bu alerjiler, hafif deri döküntülerinden sindirim sorunlarına ve ciddi solunum zorluklarına kadar çeşitli reaksiyonlara neden olabilir. Anafilaksi, alerjik reaksiyonların en şiddetli ve ciddi formudur. Bu durum genellikle alerjene maruz kaldıktan hemen sonra hızlı bir şekilde ortaya çıkar ve derhal müdahale gerektirir. Anafilaktik şok; nefes darlığı, hırıltılı solunum, şiddetli deri döküntüleri, düşük tansiyon, bayılma ve hatta ölümle sonuçlanabilir. Besin alerjilerinin yönetimi konusunda henüz kesin bir tedavi bulunmamakla birlikte, alerjenlerden kaçınmak en güvenli yöntemdir. Aileler, besin alerjileri ve anafilaksi belirtileri konusunda bilgilendirilmelidir. Besin alerjisi olan bireyler için hayatta kalmak sürekli tetikte olmayı gerektirir. Hastaların ve ebeveynlerin yiyecek etiketlerini dikkatle okuması, hazırlanan yiyeceklerdeki içerikleri sorgulaması ve alerjen içerikler konusunda uyanık olmaları gerekir…
Anafilaksi şüphesi durumunda adrenalin otoenjektörü derhal uygulanmalı ve acil tıbbi yardım alınmalıdır. Ayrıca, alerjik şok düzeyinde alerjisi olan hastaların her zaman adrenalin otoenjektörünü yanlarında taşımaları gerektiği unutulmamalıdır. Bu hafta, besin alerjileri hakkında daha fazla bilgi edinmek, bu alerjileri nasıl yöneteceğimizi öğrenmek ve etkilenen bireylerin yaşam kalitesini artırmak için önemlidir. Unutmayın, her bir bilgi parçası bir başkasının hayatını kurtarabilir. Besin alerjilerine karşı bilinçlenmek, bu görünmez tehlikeyle mücadelede bizi bir adım öne taşır. Toplum olarak bu önemli sağlık sorununa karşı tüm bireyler bilinçlendirilmeli ve gerekli önlemler alınarak etkilenen bireylerin yaşamları kolaylaştırılmalıdır. Unutmayın, bilgi sadece güç değil, aynı zamanda hayat kurtarıcıdır” dedi.