Evimizin Işıkları Söndü!
Özge Özder, 2018 yılında müzisyen Sinan Güleryüz ile evlenmiş ve iki yıl önce kızı Luna'yı kucağına almıştı.
Özder'in hayatı Luna'nın doğumuyla birlikte daha da anlamlanmış ve güzelleşmişti. Eşi Güleryüz, ünlü oyuncunun en büyük destekçisi oldu. Güleryüz, kızıyla çok iyi bir iletişim kurarak onunla güzel bir bağ geliştirdi. Bu süreçte Özder, zorlu bir hafta geçirdi. Özder, "Sinan'ın evde olmaması çok zordu. Bu dönem hepimizi, özellikle de kızımı çok etkiledi. Evdeki ışıklar sönmüş gibi hissettik. Sinan'ın yokluğu büyük bir boşluk yarattı" dedi.
Henüz 2 yaşında olan Luna, yaşananları anlamlandıramadığı için büyük zorluklar yaşadı. Sokakta iri adamları gördüğünde "Baba" diye bağırıyordu. Ona şefkat göstermeyi, onunla güzel bir iletişim kurmayı ve eğlenceli vakit geçirmeyi çok iyi beceriyordu. Tabii ki, böyle olunca babasının yokluğu büyük bir boşluk oluşturdu. Luna, saklambaç oynadıkları dönemlerde olduğu gibi hissetti, Sinan'ın saklandığı yerleri aradı" şeklinde konuştu.
Ameliyat için Ayrılmışlardı
Güleryüz'ün ameliyat için evden ayrılması dengeleri bozdu. Özder, "Onun yokluğu Luna'nın uykusuzluk, öfke nöbetleri ve yemek yememe gibi sorunlar yaşamasına neden oldu. Ne kadar anlatsam da babasının nereye gittiğini anlamadı" diyerek çözümü kızını hastaneye götürüp durumuyla yüzleştirmekte buldu. Özder, "Anlaması için onu hastaneye götürdüm. Bilinmezlik içinde kaybolmak daha travmatik olurdu. Hastane yolunda 'Baba' dedi. Babasını kablolara bağlı görünce üzüldü, ancak gerçekle yüzleşmesi kaybolmasından daha iyiydi" şeklinde konuştu. Daha sonra görüntülü konuştular ve Luna'nın moralinin bozuk olduğu anlarda Güleryüz ona şarkılar söyledi.
Özge Özder, kızıyla yaşadığı zorlu anları ve deneyimlerini paylaşarak diğer annelere de yol gösterici olmayı amaçladı. Başka annelerin deneyimlerini dinlemek, hepimize faydalı olabilir.
Dr. Özgür Bolat ise son yıllarda dikkat çeken bir eğitim bilimcisi. Boğaziçi Üniversitesi'ni birincilikle bitirmiş, Harvard Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde yüksek lisans yapmış ve doktora derecesini Cambridge Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden almış bir isim. Bolat, başarılı bir okul hayatı geçirmiş.
Çocukluk Döneminde Ailesine Kendini İspatlamaya Çalışıyordu!
Bolat, çocukluk döneminde ailesine kendisini ispatlamaya çalıştığını ve eğitimi sırasında çocuklara odaklandığını belirtti. "Doktoramda okulun nasıl gelişeceği üzerine düşündüm. İyi bir öğrenci, yüksek not alan öğrenci değildir. Duygusal açıdan ifade edebilen, bilişsel becerileri gelişmiş, ilişki kurabilen ve yaratıcılığını geliştirmiş olan öğrencidir" diyen Bolat, bu sistemin değişmesi için çalışmalar yaptı ve anne baba okulunun tüm Türkiye'ye yayılması gerektiğini belirtti. Bolat ayrıca, sorunun gelişime açık olmayan ebeveynler olduğunu vurguladı.
Bolat, ailelere şunları söyledi: "Çocukların seviyesine inin, onlarla iletişim kurun. Ebeveynlerin hatası, çocuklara koşullu sevgi sunmaktır."
Okullarda ebeveynler arasında büyük bir yarış olduğunu da belirttik. Ödevlerini yapmalarına fırsat vermeyen velilerle sık sık karşılaşıyoruz. Bolat, bu konuda şunları söyledi: "Anne babalar performansa odaklanıyor. Ödevlerini yaparsan belki çocuğun 100 alır ama öğrenmez. Çocuğunuza fırsat verirseniz hem öğrenir hem de iyi not alır."
Ayrıca, her şeyi kendi çocuğunuz yapmalı algısı da var. Piyano çalmalı, bale yapmalı, basketbol oynamalı, yüzme bilmeli, tenis oynamalı, jimnastik yapmalı, resimde de başarılı olmalı... Ailelerin çocuklarını bu şekilde yarıştırdığına dikkat çeken Bolat, şunları söyledi: "Çocuğa deneyim sunmalıyız. Kendi becerisini ve ilgisini bulana kadar devam etmeliyiz."
Ayrıca, telefon ve tablet kullanımı da ailelerin en büyük sorunlarından biridir. Bolat, "Ebeveynler çocuklarıyla sohbet etmeli, onlarla paylaşım yapmalı. Eğer böyle yaparsanız, her çocuk anne babasını tercih eder. Anne babalar kolayı seçiyor. Kendileri meşgul olduklarında çocuğa telefon veriyorlar, sonra da 'Neden kullanıyorsun?' diye kızıyorlar" dedi. Bolat, sevgisizliğin önemli bir sorun olduğuna da dikkat çekti.
Bu önemli bilgiler ışığında her anne ve baba, çocuklarıyla sağlıklı bir iletişim kurmanın ve koşulsuz sevgi sunmanın önemini anlamalıdır. Çocukların gelişimi için deneyimlere ve kendi ilgi alanlarına yönelmelerine fırsat tanınmalıdır. Aynı zamanda, teknoloji kullanımı konusunda da bilinçli olunmalı ve çocuklarla kaliteli zaman geçirilmelidir.