Halep'te çocuk olmak! Ansızın başlayan savaşın ortasındakalmak, bombaların altında kalarak her vurduğu yerde bizim kemiklerimiziniliğine kadar sarsan acıyı hissedercesine ama tepkisiz kalmak adına bir şeyleriyapmamız gerektiğini bildiğimiz halde bir şeyler yapamamak...
Halep'te çocuk olmak! Halep’te vahşetin acının gözyaşın döktüğücoğrafyada yalnızca savaş sonrası çekilen görüntülere ve toz kan içinde kalançocuk fotoğraflarına bakıp ağlıyor gibi yapmak gibi... tarifsiz ve anlamsız...
Halep'te çocuk olmak! Günün ilk ışığıyla kalkıp annesiniarayıp bulamamamak, acının, kanın ve gözyaşının coğrafyasında tepki verebilecekbirileri bulamamak kadar tarifsiz...
Halep'te çocuk olmak! Halep’te çocuk olmaksa savaşınkucağına doğmaktır artık. Ve böyle bir durumda Türkiye’nin onlara merhemolacağını bilmeleri çaresizlik içinde bir umut kırıntısıdır.
Halep’te çocuk olmak! Savaşın orta yerinde kalan cesetlerarasında yaşananları psikolojik bir dram yaşarken, bir yandan tedavi görmekgötürüldükleri hastanelerin bombalanmasıyla acıyla birlikte ölüm ve kalımlaarasında çaresiz kalmaktır!
Halep’in gözü yaşlı sahipsiz çocukları, kanlı çoğrafyada birgelecek bir umut bekleyen göz yaşlı çocukları bir umut eli beklerken üzerindeoynanan oyunlardan habersiz ölümü bekleyen, ümetin çocukları…