Türkiye son günlerde sınıra yaptığı yığınaklarla ve göz göre göre gelen Musul Savaşı'nın içinde olma hevesiyle ön plana çıkıyor. Peki ülkemizin Musul'a girmesinin eksileri ve artıları nelerdir gelin bunları birlikte irdeleyelim.
Görünen o ki Cumhurbaşkanı Erdoğan pasif mücadeleden aktif mücadele stratejisine döndürdü ülkeyi ve sahada olanın masada da eli güçlü olur tezini kanıksadı ki bende bu tezi doğru buluyorum. Bugüne kadar hep Ortadoğu'nun kanlı coğrafyasında birileri operasyonlar yaptı ve operasyonlar sonrası o ülkelerde menfaatlerine göre davrandılar.
Bugün Musul'a girme hesapları yapan Türkiye, Musul'daki demografik yapının bozulmamasını ve güney sınırımızda oluşacak bir terör koridoru ihtimalinin tamamen ortadan kaldırılmasını hedefliyor. PYD'nin bugünkü gücünü Amerika'dan aldığı gün gibi ortadayken ve ABD'nin PYD'yle işi bittiğinde onu ortada bırakacağı da gün gibi ortadayken Türkiye'nin Musul'da sahadaki mücadelesinin ülkemiz adına siyasi getirileri olacağını ve bundan sonraki süreçlerde bölgede farklı bir Türkiye imajının kafalarda oluşacağını gösteriyor.
Bahçeli'nin de tam destek verdiği yerinde yok et stratejisiyle Türkiye deyim yerindeyse kirli sular eve girmeden dışarıda kurutmanın hesaplarını yapıyor ve bunun son dönemde başarıılı bir politika olduğunu izlemlemek hiçte zor değil. Musul'da DAEŞ'le çetin bir mücadelenin yaşanacağı ve DAEŞ'in asıl savaşı burda vereceği ve hatta kimyasal silah bile kullanma ihtimalinin olduğunun iddia edildiği şu günlerde Türkiye Musul'da ağır zaiyatlar vermeyi de göze almalıdır.
Musul'da işler tersine gittiği zaman ülkemize gelecek göç ve domino etkisi yaratarak Türkiye'ye olumsuz etkilerini düşündüğünüzde Türkiye'nin masada olma planları tehlikeli ama bir o kadarda gerekli bir tutum olarak görülüyor.