Harekâta destekte doğu batı farkı yok
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, beş yıl önce kaybettiğimiz gazetemizin kurucusu merhum Enver Ören Ağabey’i de yâd etti. Işık, “Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. O kendine has yumuşak üslubu ile zor dönemlerde bile bu mücadeleyi vermiş birisiydi” dedi.
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Zeytin Dalı Harekâtı’na desteğin Türkiye’nin doğusunda da batısında da aynı olduğunu söyledi. Yazı işleri toplantımıza katılan Işık, Afrin operasyonundan, savunma sanayine, yerli otomobilden, doğu bölgelerimizdeki toplumsal iklime kadar birçok hususta önemli açıklamalarda bulundu. İlk olarak Zeytin Dalı Harekatı’nı değerlendiren Işık “Operasyondaki başarımızın önemli sırlarından biri, kullandığımız silah ve mühimmatın çok büyük oranda yerli olmasıdır. Savunma sanayinde yüzde 65 yerlilik oranına ulaştık. Pek çok kritik teknolojiyi yerli üretir hale geldik” diye konuştu.
Yerli ve milli teknolojiyi kullanmanın Türkiye içindeki terör olaylarında çok büyük avantaj sağladığını ifade eden Işık “Terör örgütü kıpırdayamaz hale geldi. Eskiden hepimizin yüreğini dağlayan 25 kişilik gruplar ile askeri birliklerimize baskın yapıyorlardı. Çok sayıda şehit veriyorduk. Şimdi Allah’a hamdolsun iki, üç kişi birlikte gezmekte zorlanıyorlar. Neden? Çünkü ne zaman tepelerine bomba yağacağını bilmiyorlar. Artık 3 bin rakımın üzerinde bulunan dağlar bile onlar için güvenli sığınaklar değil. Bu, Türkiye’nin kendi teknolojisini kullanarak elde ettiği çok önemli bir başarıdır” dedi.
MİLLET OLMA BİLİNCİ ÇIKTI
Bakan Işık, “Doğu ve Güneydoğu’daki hizmetleri takip etmekle görevlisiniz. İzlenimleriniz neler? Zeytin Dalı Harekâtı’na halkın bir reaksiyonu var mı?” şeklindeki soruya şöyle cevap verdi: “Bir defa operasyon çok iyi anlatıldı. Haklı gerekçeler çok net ortaya kondu. Batı ile doğu illerimiz arasında harakâta destekte bir fark yok. Böyle zor zamanlarda milletimizin karakteri ortaya çıkıyor. Kıbrıs Barış Harekâtında millet tek yürek oldu. Yine 15 Temmuz’da bayrağı alan doğu batı demeden meydanlara koştu. Batman’daydım dün. Millet o gecenin sabahında namazını bayrağı seccade yaparak kılmış. Çünkü hepimiz aynı milletin evladıyız. Zeytin Dalı, millet olma bilincini bir defa daha ortaya çıkardı. Şırnak, Hakkari, Ağrı, Batman... Son bir ayda kaç tane doğu ilimizi gezdim bilmiyorum. Manzara her yerde aynı. Silopi’de bir genç önümü kesti, Afrin için gönüllü olmuş, göndermiyorlar diye dertlendi. Halkımız bu harekâtın, Kürtlere karşı olmadığının farkında. İnsanlar bunun bir beka meselesi olduğunu biliyor.
DÜNYA NİYETİMİZİ GÖRDÜ
Çukur siyaseti halkın terör örgütüne tavır koymasına sebep oldu, milletin gözünü açtı. Çözüm sürecinde malesef FETÖ’nün bölgede çok etkin olmasının zararını gördük. Ama her şeye rağmen çözüm sürecinin Türkiye açısından iki net sonucu oldu. Birincisi; çözümü kimin isteyip kimin istemediği ortaya çıktı. Bölge halkında devletin öldürmek değil yaşatmak istediği konusunda ciddi bir kanaati oluştu. Terörle mücadeleye desteğin altında da bu yatıyor. İnsanlarla büyük bir rahatlama var. Halk terörle mücadeleye destek veriyor hem de terörist unsurların hakimiyet kurmasına karşı çıkıyor. Bu noktada Zeytin Dalı’na destek Türkiye’nin diğer bölgelerinden farklı değil. Bu Türkiye açısından büyük bir kazanım. Bu konuda Cumhurbaşkanımızın samimi yaklaşımının ve toplumu ikna etmesinin büyük bir payı var. İkincisi, dünya Türkiye Cumhuriyetinin samimiyetle meseleyi çözmek istediğini gördü. Türkiye’yi sorgulama hakkı ortadan kalktı. Terörle mücadelenin meşruiyeti sağlamlaştı.”
Fikri Işık diyor ki...
Bizde herkes golcü olmak istiyor
∂ Türk insanının en önemli avantajı pratik zekâsı. Teknolojiyi çok çabuk dönüştürebiliyoruz. En önemli dezavantajımız ise takım oyununu bilmeyişimiz. Herkes golcü olmak istiyor. Kimse kaleciliğe talip olmuyor. Bu çağın en büyük tehditlerinden biri. Türkiye kişi öncelikli başarı anlayışına sahip. Avrupa ise öncelikli olan sistem. Herkesi takımın parçası haline getirdiğimizde Türkiye’yi kimse tutamaz.
∂ Oyunun kuralını değiştirecek gelişmeler yaşanıyor dünyada. Çin kendi uydusunu kendi füzesiyle vurdu. Rusya’nın uzaydaki uyduları yakabilen bir lazer silah geliştirdiği iddia ediliyor. Bu, bütün dijital teknolojileri tehdit edecek kadar önemli bir gelişme. Yer belirleme sistemi tamamen uydudan yapılıyor. Savaşta uydu kullanılmazsa, uçaklar havalanamaz, füzeler kalkamaz. ABD, bu yüzden tekrar yer sistemine dönmeye başladı. Karasal yayın hâlâ çok önemli. Yarın haberleşme uydularında sorun olduğunda karasal yayının devrede olması lazım.
SAVAŞI BİTİREN FÜZE YAPTIK
∂ Bir SOM füzemiz var. TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirildi. Roketsan üretiyor. Tomahawk gibi yere paralel ve alçak irtifada gidiyor. Hedefi gördüğünde üzerinden dikey vuruş yapıyor. Savaşları bitiren füze diyorlar buna. Balistik bir füzeyi, füze kalkanı ile vurabilirsiniz. Ama bu, radara yakalanmaz. Alanya’da bizzat denedik. İstersek ne kadar başarılı olacağımızın bir göstergesidir bu. Onun için kurumlarımızın taassuba girmeden işbirliği içinde çalışması şart.
∂ Yerli otomobil yerli markamız olsun diye yapılmış bir proje değil. Dijital teknolojiler artık otomobilde çok fazla uygulanıyor. Eğer dijital teknolojimizi geliştirecekseniz bunun ticarileşmesi lazım. Sensör ve batarya teknolojisini otomobilde uygulayacaksınız ki geliştiresiniz. Elektrikli lokomotif projemiz vardı bizim. Tülomsaş’a yaptırdık. Sonra bunun için geliştirdiğimiz sistemi Fırtına obüslerinde kullanmaya karar verdik. Zaten dünya böyle gelişti. İnterneti ABD kendi askeri haberleşmesi için başlatmıştı. Dünyada bir çağı açtı.