Partisinden istifa ettikten sonra yeni parti çalışmaları içerisinde olan Ali Babacan, Fatih Altaylı'nın hazırlayıp sunduğu Teke Tek programının konuğu oldu.

İstifa sürecinden sonra ilk defa bir canlı yayına konuk olan Ali Babacan'ın, neler söyleyeceği merak ediliyordu.

Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek programının konuğu olan Ali Babacan, sorulan sorulara önemli cevaplar verdi.

"EKSERİYET DÜZGÜN BİR PARLAMENTER SİSTEM"

Altaylı, "Cumhurbaşkanı olsanız, ben yine bu soruları size rahatça sorabilecek miyim?" sorusunu sordu. Babacan da, "Tabii ki soracaksınız. Biz seçimden sonra nasıl bir düzene geçilmesi gerekeni söyleyeceğiz. Çalıştığımız arkadaşların ekseriyeti düzgün bir parlamenter sistem. Öncelikle güçler ayrılığı. İkincisi denge kontrol mekanizmalarıdır. Yüzde 90'ın üzerinde Meclis var bir de 50+1 var. Eskiden Meclis'ten bütçe geçmese hükümet düşerdi. Şmdi öyle bir şey yok. Meclis gücünü kaybetmiş durumda. Meclis'i bir istişare organı olarak görmek lazım. Türkiye'nin buna ihtyacı var. Problemleri konuşacaksınız, tartışacaksınız ki çözüme başlayın." cevabını verdi.

"DEMOKRASİ YAŞAYAN BİR SÜREÇTİR"

Ayrıca Babacan, Altaylı'nın "Parlamentonun işlevsiz kaldığını, güçlü bir parlamentoya ihtiyaç olduğunu mu düşünüyorsunuz?" sorusunu ise, "Kesinlikle, farklı isimler olabilir. Sistemin tam merkezinde olan bir parlamento, demokrasinin parlamento yoluyla iyi işletilmesi. Demokrasi seçimden seçime değil, yaşayan bir süreçtir." şeklinde cevapladı.

"SADULLAH ERGİN'İN, BEŞİR ATALAY'IN BAGAJINI TAŞIMAK AĞIR GELMEYECEK Mİ?"

Fatih Altaylı, bir kısım eski AK partili isimlerin, bu isimler arasında FETÖ'nün büyümesine yol açanların ve açılım sürecinde rol oynayanların olduğuna vurgu yaparak, "Sizin bu hareketi başlatırken sanki yol arkadaşınız gibi görünen eski AK Partili dar bir grup var. Beşir Atalay, Sadullah Ergin var. Sadullah Bey, en tartışmak istediğim birisi. Kendisi Adalet Bakanlığı döneminde FETÖ'cü yapılaşmanın etkin olması bakımından bu işin sorumlusu gibi görünüyor. Gerçi o gün FETÖ'cü olmak çok normal bir işti. Size kimse bir şey diyemiyor. 'Ali Bey'in hırsızlığı, üçkağıtçılığı, ahlaksızlığı yok' diyor. Sadullah Bey'in bagajını taşımak, sayın Beşir Atalay'ın açılım sürecinin bagajını taşımak biraz ağır gelmeyecek mi size?" şeklinde bir soru sordu.

"82 MİLYONUN ÖZETİ BİR KADRONUN PEŞİNDEYİZ"

Ali Babacan ise bu soruya şu ifadelerle cevap verdi:

"Bizim şu anda siyasi parti kadrosuyla ilgili bir kararımız yok. Biz, şu anda sadece Türkiye'nin geleceği için iyi bir hazırlık yapmaya çalışıyoruz. Bilgisi ve tecrübesi olan arkadaşlarımız çok önemli, ama bir o kadar da gençlerimizin, kadınlarımızın söz sahibi olacağı kadroyu hedeflememiz gerekiyor. Türkiye'de 82 milyonluk nüfusun siyasi eğilimleri neyse, bunun özeti bir kadro oluşturmaya çalışıyoruz."

"FETÖ'YE NASIL BAKIYORSUNUZ"

Ali Babacan, Fatih Altaylı'nın ''Fethullah Gülen hareketine nasıl bakıyorsunuz? Terör örgütü mü?'' sorusuna,  "Darbe teşebbüsüne kalkışan bir örgüt olarak en ağır cezalarla karşılaşmalı. Bir ülkenin demokrasisine, devlet başkanına kasteden en ağır cezayı bulmalı. Türkiye'nin bir darbe sicili var. Devletin içine yerleşip, devletin aygıtlarını kullanıp darbeye teşebbüs etmek affedilir bir şey değil. Ama FETÖ'yle mücadele sürecinde ciddi mağduriyetler var. Adaleti mutlaka tesis etmek lazım. Eğer siz evrensel hukuk ilkeleri dışında bir uygulama, yargılama yaparsanız bu bir gün mutlaka karşınıza çıkıyor. Bugün çözdüm diye düşünürsünüz, yarın daha büyük sorunlarla karşı karşıya olması lazım. İnsanların adalet bakımından tatmin olması lazım." cevabını verdi.