Hamile kadınların çoğunda, genellikle ilk 3 ay süren sabah bulantısı ortaya çıkar. Son derece yaygın olan bu durumun nedeni tam olarak tespit edilmemekle birlikte bilim adamları bu konuyla ilgili bir takım teoriler ortaya koymuşlardır.

Östrojen dahil olmak üzere hormon seviyelerinin artması. Beslenmede yeterince B6 vitamini alınmaması. Tansiyon değerlerindeki dalgalanmalar ve özellikle düşük tansiyon. Değişen karbonhidrat metabolizması ve hamileliğin tetiklediği büyük fiziksel ve kimyasal değişimler bulantıların sebebi olabilir.

Başka bir kuram da şu şekildedir. New York Cornell Üniiversitesin’den doktor Paul Sherman ve Samuel Flaxman tüm dünyada yaklaşık 80 bin hamile kadın üzerinde çalışma yapmış sabah bulantılarının bebeğin yenilen gıdalarda kendisine zarar verebilecek bakteri veya parazitlerden korunmak amacıyla oluştuğu görüşünü ortaya koymuşlardır. Gebelik döneminde bağışıklık sistemleri bastırılmış olduğundan hamile kadınlar gıda zehirlenmelerine daha yatkın olurlar ve bu ciddi bir hastalık ölü- doğum veya düşük riskini artırır. Aynı zamanda, bebeğin hücrelerinin de hızla bölünüyor olması, bebekleri zararlı toksinlerin DNA’larına verebilecekleri her türlü hasara açık duruma getirmektedir. Bazı uzmanlara göre yapılan çalışmalar sonucu sabah bulantısının bebeği ve anneyi korumak amaçlı vücudun verdiği bir tepki olduğu ortaya atılmaktadır.

Hamileliğin ilk 3 ayında meydana gelen ve süren sabah bulantılarının kesin bir çözümü bulunmamakla birlikte uzmanlar tarçının kullanılmasının ve vitamin B6 vitaminin kullanılmasının bulantıyı hafifleme olasılığı olduğundan dolayı öneriyorlar.

Aş erme gebelikte ortaya çıkan hormonal değişikliklerin beynin iştah merkezinde yarattığı etkinin bir sonucudur diyen Dyt. Derya Dinçer Akın temel iki işlevin ilk üç ayda organları gelişen bebeğin toksik maddelerden korunması ve vücuttaki eksik olan maddelerin yerine konma çabası olduğunun bilgisini veriyor

Hamile kadınlar sigara dumanı veya bazı kimyevi maddelerin kokularından tiksinebilir. Bu da vücudun bebeği toksit maddelerden koruma mekanizması olarak gelişir. Gebelik başladığı andan itibaren anne adaylarının koku ve tat alma duyguları daha da gelişir ve keskinleşir. Bununla birlikte bazı gıra maddeleri çekici gelirken bazı gıda maddeleri de rahatsızlık ve bulantıya neden olabilir.

Gebeliğin 23. haftasından sonra insülin direnci gelişir ve tatlıya olan istek artar. Bu dönemde hamilelerin kalori ihtiyaçları da artar. Sonuç olarak gebeliğin her döneminde farklı yiyeceklere aşerme olabilir ancak aşermenin en yoğun yaşandığı dönem hamileliğin ilk 3 ayıdır. 

Hamile kadınların bazılarında olağan dışı aşerme belirtileri meydana gelebilmektedir. Bazı kadınlar hamilelikleri süresinde minerallere, metal objelere ve hatta toprak yemeğe karşı istek geliştirebilirler. Bazı uzmanlara göre bu demir eksikliğine işaret etmektedir. İngiltere’de 2231 kadın üzerinde yapılan bir araştırmaya göre %31’i gebelikleri sırasında olağandışı aşerme belirtileri göstermiştir. Bu konuda birinci sırada buz arkasından kömür, diş macunu, sünger,çamur, tebeşir, çamaşır sabunu, kibrit ve lastik gelmektedir.

Yüzde 60 kadar hamilenin uyguladığı, toprak yeme, yani Jeofaji, Tanzanya gibi Afrika ülkelerinde özellikle yaygındır. Bilhassa killi toprak tercih edilse de, toprak yerine çanak çömlek yiyenler de vardır. 

Uzmanlarca hamilelerde gelişen pika sendromu bir noktaya kadar normal karşılansa da bu durum meydana geldiğinde kesinlikle doktorunuza danışmanız gerekmektedir.