Türk halkı bayramı evde geçirmeyi tercih etti
Türk halkının pandemi döneminde bayramı nasıl idrak ettiğini ve bulaş riskini azaltan önlemlere uyup uymadıklarını incelemek amacıyla anket çalışması yapıldı.
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı öncülüğünde yürütülen çalışmaya göre, katılımcıların yüzde 73.6’sı bayramı evde geçirdiklerini söyledi. Katılmcıların yüzde 13.8’i bayramda akrabaları ile yüz yüze görüşmeyi tercih ettiklerini; yüzde 53.2’si ise akrabaları ile online olarak görüşmeyi tercih ettiklerini kaydetti. Araştırmaya katılan katılımcılardan yüzde 35.9’u pandeminin kurban kesim şeklini etkilediğini belirtirken; yüzde 46.8’i kurban kestiğini, yüzde 25.1’i vekalet vererek kestirdiğini ve yüzde 28’i kurban kesmediğini ifade etti.
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü, ‘Pandemi Sürecinde Kurban Bayramı’ başlıklı anket çalışması gerçekleştirdi.
44 ilden katılım gerçekleşti
Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, bayramın 2’nci, 3’üncü ve 4’üncü gününde gerçekleştirdikleri anket çalışmasına Türkiye’nin 44 ilinden yaşları 18- 70 arası değişen 760 katılımcının ilgi gösterdiğini ve oldukça ilginç bulgular ortaya çıktığını söyledi.
Pandemide bayram ziyareti sınırlı kaldı
Katılımcıların yüzde 26.4’ünün bayramı tamamen evde izole olarak geçirdiklerini belirten Süleymanlı, “Yüzde 54.3’ü kısmen izole geçirdiklerini kaydetti. Aynı şekilde katılımcıların yüzde 13.8’i bayramda akrabaları ile yüz yüze görüşmeyi tercih ettiklerini söylerken, yüzde 53.2’si akrabaları ile online olarak görüşmeyi tercih ettiklerini dile getirdi” dedi.
Sadece %8.9’u tatil olarak değerlendirdi
Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı sözlerini şöyle sürdürdü: “Bayramı tatil olarak değerlendirip değerlendirmedikleri yönündeki soruya katılımcıların yalnız yüzde 8.9’u tatil olarak değerlendirdiklerini, yüzde 10.3’ü kısmı bir tatil yaptıklarını belirtti. Katılımcıların yüzde 73.6’sı bayramı evde geçirdiklerini ifade ederken ‘Pandemiden önceki dönemde bayramları nerede geçirirdiniz?’ sorusuna katılımcıların yüzde 43.8’i yakın akrabalarımın yanında, yüzde 38.2’si kendi evimde, yüzde 8.7’si tatil beldesinde, yüzde 6.9’u yakın arkadaşlarımın yanında yanıtını verdi. Bayramı tatil olarak değerlendiren kesimin davranışı yine aynı kalırken, özellikle yakın akraba ve arkadaş ziyaretlerinde önemli bir düşüş gözlendi.”
Bayram pandemiden olumsuz etkilendi
Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “katılımcıların yüzde 55’i pandeminin bayram üzerinde olumsuz etkisinin olduğunu düşünüyor” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Yüzde 11.6 oranında katılımcı bayramın pandemiden olumsuz etkilenmediğini ifade etti. Pandemi, katılımcıların yüzde 45’inin bayram planlarını değiştirdi. Katılımcıların yüzde 16.3’ü pandemi dönemindeki bayramın beklentilerini karşıladığını belirtirken, yüzde 46.3’ü ise beklentilerinin karşılanmadığını belirtti. Sonuçlar, pandeminin bayram üzerinde olumsuz bir etkiye neden olduğunu gösteriyor.”
Dijital bayram görüşmesi tercih edilmeyecek
Katılımcılara pandemi dönemi ile şekillenen dijital bayram görüşmelerine gelecek bayramlarda da devam etmeyi tercih edip etmedikleri sorusunu yönelttiklerini ifade eden Prof. Dr. Süleymanlı, “Katılımcıların yüzde 21.4’ü gelecek bayramlarda da online bayramlaşmayı tercih edeceklerini, yüzde 47.2’si bayramlaşma için online platformları kullanmayacaklarını, yüzde 37.4’ü ise kısmen tercih edebileceklerini belirtti. Katılımcıların yüzde 42.2’si pandemi dönemindeki bayramda vakit geçirebilecekleri daha tenha mekanlar bulmak için ek bir çaba gösterdiklerini belirtirken, yüzde 23.9’u pandemi dönemindeki bayramın yalnız hissettirdiğini dile getirdi” dedi.
Kurban kesimleri de etkilendi
Pandeminin katılımcıların yüzde 35.9’unun kurban kesim şeklini etkilediğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Katılımcıların yüzde 46.8’i kurban kestiğini, yüzde 25.1’i vekalet vererek kestirdiğini ve yüzde 28’i kurban kesmediğini ifade etti. Yüzde 69.6 oranında katılımcı ise Kurban Bayramında yakınlarına ve komşularına kestiği kurban etinden pay gönderdiğini dile getirdi” dedi.
Bayrama özel kıyafet alınmadı
“Bu bayramda bayramlık olarak yeni kıyafet aldınız mı?” sorusuna katılımcıların yüzde 82.6’sının olumsuz yanıt verdiğini belirten Süleymanlı, “Yüzde 14.7’si aldıklarını, yüzde 2’si ise kendilerine hediye olarak yeni kıyafet geldiğini ifade etti. ‘Evinizde bayram temizliği, bayram alış verişi yapıldı mı?’ sorusuna katılımcıların yüzde 43.3’ü ‘evet yapıldı’, yüzde 18.6’sı ‘hayır yapılmadı’, yüzde 38,2’si ise ‘Her zamanki alışveriş ve temizlik devam etti, özel olarak yapılmadı’ cevap şıkkını işaretledi. Pandemi dönemindeki bayramda alışverişini online olarak yapmayı tercih eden katılımcıların oranı yüzde 25 iken, bayram alışverişini market veya bakkala giderek yapmayı tercih eden katılımcıların oranı yüzde 50.1 olarak ortaya çıktı” dedi.
Tatile gidenlerin oranı düştü
Yüzde 73.6 oranında katılımcıdan pandemi dönemindeki bu bayramı kendi evlerinde geçirdikleri yanıtını aldıklarını söyleyen Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Katılımcıların yüzde 16.3’ü bayramı akrabalarının yanında ve yüzde 1.3’ü yakın arkadaşlarının yanında geçirmiş. Pandemi öncesinde bayramı tatil beldesinde geçirenlerin oranı yüzde 8.9 iken pandemi döneminde bu oran yüzde 3.6’ya geriledi. Ayrıca katılımcıların yüzde 43’ü bayramı anne, baba ve kardeşleriyle birlikte geçirirken, yüzde 41.6’sı eşi ve çocuklarıyla, yüzde 6.4’ü yalnız ve yüzde 1.2’si arkadaşlarıyla birlikte geçirmiş” dedi.
Yalnızlık hissi ve hüzün etkili oldu
Katılımcıların yüzde 23.9’unun bayramda kendisini yalnız hissettiği sonucuna ulaştıklarını söyleyen Süleymanlı, “Bu bayram döneminde kendinizi nasıl hissettiniz?” sorusuna katılmcıların yüzde 49.3’ü mutluluk duyduklarını yanıtını verirken, yüzde 39.1’i hüzünlü, yüzde 11.6’sı ise gergin, telaşlı ve endişeli olduklarını belirtti” diye konuştu.
Bayramda sosyal mesafeye dikkat edildi
Sonuçlara göre katılımcıların yüzde 12.1’i “Bayram ziyaretlerinde isteseler de fiziksel mesafe kurallarına uyamadıklarını’ belirtirken, yüzde 56.4’ünün fiziksel mesafe kurallarına tamamen uydukları yönünde yanıt verdiğini söyleyen Süleymanlı, sözlerine şöyle devam etti:
“Bayramlaşmak için bu bayramda sarılma, el öpme, tokalaşma gibi eylemlerden hangisini yaptınız?” sorusuna katılımcıların yüzde 65.3’ü bayramlaşmak için fiziksel temas içeren herhangi bir eylemde bulunmadığını belirtirken, yüzde 18.3’ü dirsek dirseğe temas gibi özel bir selamlaşma yöntemi kullandığını, yüzde 6.7’si büyüklerinin elini öptüğünü, yüzde 5.5’i insanlarla tokalaştığını, yüzde 3.2’si insanlarla sarıldığını ve yüzde 1.1’i insanlarla yanak yanağa öpüştüğünü dile getirdi. Yanak yanağa öpüşen katılımcıların yaş ortalaması 34.5 iken insanlarla sarılan katılımcıların ortalaması yüzde 28.6 olarak tespit edildi.”
Bayram kolektif toplumsal ritüeldir
Dini ya da milli bayramların, kendilerine has niteliklerinin ötesinde kolektif bir kültürel ritüel, birliktelik ve duygudaşlık sahası oluşturma bağlamında oldukça önem arz ettiğini söyleyen Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı “Bu ortak kültürel alanın varlığı, bireysel ile toplumsalı da birleştirmekte ve bu anlamda toplumsal açıdan özgün bir role sahip olmaktadır. Bu bağlamda Kurban Bayramı dini bir bayram olsa da aslında kamusal ve özel alanda çeşitli duygular ve eylemler eşliğinde insanları bir araya getiren ve bu nedenle kendine özgü niteliğini aşarak kültürel alanda önem kazanan kolektif bir toplumsal ritüeldir” dedi.
Değişen koşullar aynı tatmini sağlamıyor
Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, bayramın koşullar değişse de bir şekilde kutlanabildiğini fakat aynı tatmini sağlamadığı gibi aynı ve toplumsal alanı oluşturmadığı anlaşılıyor dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Bu da bizi, diğer pek çok konuda da olduğu gibi, pandemi sürecinde tanıştığımız geçiş süreci düzenine ve sonrasına dair sorular sormaya ve sosyolojik öngörü çabalarına götürüyor. İletişim, etkileşim ve birliktelik gibi kavramların nasıl deneyimlendiğinin ne denli önemli olduğunu görmekteyiz. Fakat bu faktörlerin etkili olduğu bayram gibi olguların kültürel alana ait, duygular ve tekrarlarla kalıcı hale dönüşen toplumsal pratikler ve ritüeller olmaları, özel ve kamusal alanın ve bu alanların potansiyellerinin pandemiyle birlikte dönüşüm geçirmesi durumunda, tekrar edilen pratikler ve pekişen duygularla zamanla yine yeni ritüellere dönüşeceğini öngörebiliriz.”