Bulgaristan’ın ‘Utanç duvarına’ tepkiler çığ gibi büyüyor
Avrupa Birliği ülkeleri arasında yer alan Yunanistan’ın ardından Bulgaristan’ın da 146 kilometrelik Türkiye sınırına ‘Utanç duvarı’ jiletli tel çekmesine, Türkiye’den tepkiler çığ gibi büyüyor.
Bulgaristan’ın, ülkelerinde yaşanan iç savaş ve ekonomik krizler nedeniyle Avrupa ülkelerine sığınmacı olarak gitmek isteyen göçmenleri sebep göstererek, 2013 yılında ördüğü 30 kilometrelik jiletli tel duvarını, geçen sene itibariyle 146 kilometreye çıkarmasına Türkiye’den tepkiler devam ediyor. Aynı durum, Türkiye-Yunanistan sınırları için de geçerli olurken, komşu arasında bulunan kara sınırında 2012’den bu yana yüksek dikenli ve jiletli teller bulunuyor.
Türkiye’nin güneydoğu ve doğuda terörle mücadele kapsamında olası terör saldırılarına karşı beton duvar örme politikasını sert bir dille eleştiren ve kendilerinin duvar örmediğini iddia eden Avrupa Birliği’nin bünyesinde bulunan 12 ülke içerisinde ‘sembolik duvar’ dedikleri jiletli ve dikenli tel duvarlar bulunuyor.
AB’nin 12 utanç duvarı
Her ne kadar hem Avrupa Birliği hem de Avrupa Parlamentosu yetkilileri, Türkiye’yi beton duvarlar nedeniyle eleştirse de günümüz dünyasında kendi uygulamaları çok daha acımasız ve insanlık dışı olarak adlandırılıyor. Avrupa’nın göbeğinde; İspanya’da 2, Macaristan’da 3, Bulgaristan, Yunanistan, Fransa, Avusturya, Slovenya, Estonya ile AB üyesi olmayan Makedonya’da da jiletli ve dikenli tel duvarlar bulunuyor.
“21’inci yüzyılda böyle bir uygulama doğru değil”
Ak Parti Edirne Milletvekili Rafet Sezen, “Tabi burada öncelikle 21’inci yüzyılda böyle bir uygulamanın doğru olmadığını ifade etmek istiyorum. Türkiye’nin yaptığı doğudaki sınırla buradaki ile alakası olmadığı çok açık orta yerde. Sözde gelişmiş, dünya çapında medeniyet saçan Avrupa Birliği ülkelerinin bu uygulamaya geçmesi Türkiye’ye karşı tarihimizden gelen bir sürece de baktığımızda hep Türk milletine karşı uyguladıkları baskıcı bir zulmün bir parçası olduğunu ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
“Yaban hayatını tehdit ediyor”
Sezen, AB’nin sözde hayvan hakları koruyucusu unvanlarından çok uzak bir tutum içerinde olduklarını belirterek, “Bunun insanlık olayına insanlık tarihine yakışır bir tarafının olmadığını, bunun yanında doğayı koruma açısından da hayvan barınması ve hayvanlarımızın doğal hayatının bozulması nedeniyle de çok büyük bir yanlış olduğunu ifade ediyorum” dedi.
“AB, dünyaya yakışan bir şekilde hareket etmiyor, insanlar arasında ayrım yapıyor”
‘Türkiye’nin bunu hak etmediğini ve Avrupa Birliği’nin de madem çok insani durumdalar, insani görevlerini yerini getiriyorlar niye bunu uyguladıklarını ifade etmelerini istiyorum’ diyerek, utanç duvarına tepkisini dile getiren Ak Parti Edirne Milletvekili Sezen, “Avrupa’yı kınıyorum. Avrupa Birliği 21’inci yüzyılda dünyaya yakışan bir şekilde hareket etmemekte ve insanlar arasında ayrımlar yapmakta. Güneydoğu’da ve doğuda yaşanan olay tamamen terörle ilgili bir olay olmasından dolayı Türkiye bu şartlara maruz kalmıştır ve gereğini yapmaktadır. Ama Avrupa Birliği ile olan sınırlarında tel örgülerin çekilmesi Türkiye’nin demek ki Avrupa Birliği’ne 60 yıldır girme çabalarının onlar açısından bir şey ifade etmediğini ortaya koymuştur. Ben bunu esefle kınıyorum. Hiçbir şekilde de doğru bir yaklaşım olmadığını ifade etmek istiyorum. Onlar aslında Türk milletini çok iyi tanıyorlar. Bizim insani duygularımızı da çok iyi biliyorlar. Bizim kapımız zulüm gören her millete her zaman açıktır” dedi.
“Dünya insanlığını bu konularda kendini şaşırmış olarak görüyorum”
Edirne İl Genel Meclisi Üyesi ve Ziraat Odası Meclis Başkanı olan ve aynı zamanda Edirne Merkez’e bağlı Büyükismailçe Köyü’nde hayvancılık ve çiftçilik yapan Erdal Akgün de “Ben dünya insanlığını bu konularda kendini şaşırmış olarak görüyorum. Bu şekil önlemler alınması yerine sömürü düzeninden vazgeçip, bunlar eğitime harcanmış olsa hiç bu şekilde boş masraflara gerek yok. Bunlar bir anlamda esasında hayvanların özgürlüğünü engelleyen işler olarak görüyoruz. İşte tabi kanatlı hayvanlar için problem yok ama diğer hayvanlar için müthiş derecede problem. Tavşanıydı, tilkisiydi, kurduydu, çakalıydı, domuzuydu yani ilk akla gelen bunlar. Bu hayvanların da özgürlüğünün kısıtlanmış olarak görüyoruz” şeklinde konuştu.
“Bu bir insanlık ayıbı”
Akgün, insan geçişlerini engellemek için yapılan bu uygulamaların doğru olmadığını dile getirerek, “Biz bu uygulamayı burada da yanlış görüyoruz, nerede de yapılırsa orada da yanlış görüyoruz. Yani Avrupa Birliği ve Avrupa’nın merkezi olan bölgelerde bu şekil uygulamalar gerçekten can acıtıcı olaylar, olmaması gereken şeyler. Yani insan geçişlerini önlemek için bu şekilde yapılmış projeler beyhude projeler. Boşuna harcanmış paralar olarak görüyorum. Esasında bunların daha değişik önlemleri olabileceği kanaatindeyim. Ben bunu bir insanlık ayıbı olarak görüyorum. Hiç olmaması gereken, özellikle medeni bölgelerde, kültürlü bölgelerde hiç ama hiç olmamalı diyorum, olmaması lazım diyorum” dedi.
‘Utanç duvarı daha da uzayabilir’
Öte yandan Türkiye ile Bulgaristan arasında toplam 274 kilometrelik kara sınırı bulunurken, bu sınırın yaklaşık 146 kilometresi jiletli dikenli tel duvarla örülmüş durumda. Bulgar hükumet yetkililerinin dönem dönem helikopterlerle Türkiye sınırında inşa edilen dikenli tel hattını inceledikleri ve sözde mülteci akınına karşı Türkiye sınırındaki utanç duvarının daha da artırılabileceğinin düşünüldüğü iddia edildi.