Türkiye'nin cari işlemler hesabı Ekim 2024'te tarihi bir başarıya imza attı. Merkez Bankası tarafından açıklanan verilere göre, bu dönemde cari işlemler hesabı 1 milyar 880 milyon dolar fazla verdi. Bu altın ve enerji hariç cari işlemler hesabında da 7 milyar 163 milyon dolarlık bir artış sağlandığı anlamına geliyor. Türkiye yaklaşık 5 yıl sonra ilk kez cari işlemler hesabında 5 ay üst üste fazla vermeyi başardı. Bu durum ekonominin istikrarlı bir şekilde güçlendiğini ve dış ticaretin olumlu yönde seyrettiğini gösteriyor.

Ekim Ayı Verileri Ne Anlama Geliyor?

Ekim ayında elde edilen bu fazla aslında Türkiye'nin ekonomik yapısının ne kadar sağlamlaştığını ve doğru politikalara yöneldiğini de ortaya koyuyor. Ekonominin dışarıya olan bağımlılığını azaltmaya yönelik yapılan reformlar ve uygulanan dengeli stratejiler kısa vadede somut sonuçlar doğuruyor. Enerji ve altın gibi dışa bağımlı kalemlerin etkisi hariç tutulduğunda, Türkiye'nin ekonomik performansı daha da güçlü bir şekilde ön plana çıkıyor.

Bu başarı ülkenin dış ticaret açığının azalmaya başlaması ve ihracatın artmasıyla destekleniyor. Türk lirasının değer kaybı ve dış pazarlarda rekabetçi fiyatlar Türk malı ürünlerin yurtdışında daha fazla tercih edilmesine olanak sağladı. Ayrıca yapılan yatırımlar ve yeni ihracat pazarlarının açılması, Türkiye'nin cari açığını kontrol altına alma yolunda önemli bir adım olarak görülüyor.

Ekim 2024 İtibarıyla Son Durum

Ekim 2024 itibarıyla Türkiye’nin ödemeler dengesi dış ticaret açığına rağmen önemli bir denge sağladı. Bu dönemde dış ticaret açığı 3 milyar 542 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ancak Türkiye’nin hizmetler dengesi sayesinde durumun biraz daha dengelendiği görülüyor. Hizmetler dengesinde 6 milyar 450 milyon dolar tutarında net giriş sağlandı bu da ülkenin ekonomisine önemli bir katkı sundu. Seyahat kaleminden gelen net gelirler ise 5 milyar 116 milyon dolar olarak kaydedildi ve bu da turizm sektöründeki toparlanmanın güçlü bir işareti oldu.

Birincil ve İkincil Gelir Durumu

Diğer yandan, birincil gelir dengesinde 1 milyar 48 milyon dolarlık net çıkış kaydedildi. Bu durum özellikle Türkiye’nin dış borç ödemeleri ve faiz giderlerinden kaynaklanan yükleri gösteriyor. Yine de birincil gelir dengesindeki bu çıkışın daha az etkili olmasına hizmetler dengesinin güçlü performansı yardımcı oldu. Türkiye’nin borç ödeme yükümlülüklerine rağmen elde edilen hizmet gelirleri bu durumu telafi edebilecek kadar etkili oldu.

İkincil gelir dengesinde ise 20 milyon dolarlık net giriş kaydedildi. Bu kalem genellikle yurtdışından gelen yardımlar ve diğer birincil olmayan gelir kalemlerini kapsıyor. Küresel krizlerin ardından bu tür gelirlerin azalması beklenirken Türkiye’nin bu alanda kayda değer bir iyileşme göstermesi de dikkat çekici oldu.